Skip to content Skip to footer

NICOLE GOLDEN | NASM VE ATHLETIC HOUSE ACADEMY İLE GÜNCEL KAL!

Ağırlık kaldırma eskiden kadınların “çok erkeksi” olma veya “irileşme” endişesiyle kaçındıkları bir egzersiz biçimiydi. Kadınlarda kuvvet gerektiren sporlar, 1970’ler ve 1980’lere kadar tam olarak bilinmiyordu; ta ki kadın powerlifting sporcuları (1987), Kadınlar Halter Şampiyonası (1987), kadın vücut geliştirme şovları (1977) ve 1997’deki Strongest Woman etkinliği ortaya çıkana dek.

Kadınlardan kuvvete dayalı sporcular çıkabileceği fikri, 2000’lerin başında CrossFit’in doğuşuyla daha da popülerlik kazandı (Rohloff, 2013).

Ancak, bir kuvvet antrenmanı programına katılmanın önemi ve faydaları spor performansından çok daha öteye uzanmaktadır. Kuvvet antrenmanı, kaç yaşında ve hayatının hangi evresinde olursa olsun her kadın için dengeli bir fitness rutini ve sağlıklı yaşam tarzının kritik bir bileşenidir.

KADINLARIN AĞIRLIK ÇALIŞMASI İÇİN 5 NEDEN

1. İyi Hareket Paternleri Geliştirmek

2. Özgüveni Arttırmak

3. Bazal Metabolizma Hızını (RMR) Arttırmak

4. Metabolik Sendrom Riskini Azaltmak

5. Kemik Mineral Yoğunluğunu Arttırmak

Pek çok kadın estetik görünüm için bir ağırlık kaldırma programına başlamak isteyebilir. Belki, çok zayıf ve fit kadınların fotoğraflarıyla dolu bir sosyal medya gönderisi veya bir dergi yazısı gördü ve oradakilere benzemek istedi. Belki de kilo kaybetmek için bir program izlerken, ağırlık kaldırmanın ona etkili bir kilo verme yöntemi olduğu söylendi.

Bu somut olmayan motivasyonlar bazı gerçekleri de içinde barındırıyor: Kuvvet antrenmanı estetik görünüme katkı sağlayabilir. Artan yağsız vücut kütlesi yağ kaybına yardımcı olabilir; ancak, bir kuvvet antrenmanı programının son derece gerçek ve çoğu zaman hayat değiştiren faydalarıyla karşılaştırıldığında bunlar sönük kalmaktadır.

1 NUMARALI NEDEN: İYİ HAREKET PATERNLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ VE AĞRILARIN AZALTILMASI

Büyüklerimizin bizi çocukken “Eğer o suratı yapmaya devam edersen (ya da bu durumda o hareketi yaparsan), hep o şekilde kalırsın” diye uyardıklarını hatırlar mısınız? Bu ifadede bir miktar doğruluk payı var, çünkü insan hareket sistemi kas dengesizliğine ve disfonksiyonel hareket paternlerinin gelişimine oldukça yatkındır.

Birçok insan kronik boyun, sırt, diz veya omuz ağrısıyla baş etmektedir. Yetişkinlerin %70 kadarı, hayatlarının bir noktasında bu rahatsızlıklardan biriyle mücadele ediyor (Davis vd., 2012). Kas-iskelet sistemi ağrısı ve ilişkili sendromlar şu anda dünya çapında sakatlığın en önde gelen nedenidir. Bu tür ağrı genelde kronik hatalı hareket paternlerine atfedilir (Corbett vd., 2019).

Nitelikli bir fitness profesyoneliyle yapılan kuvvet antrenmanı, aktivasyonu azalmış kas gruplarını hedeflemeye yardımcı olabilir. Ayrıca, genel hareket paternlerini iyileştirerek kas-iskelet sistemi ağrılarında önemli bir azalma sağlar (Rodrigues vd., 2014). Sonuç olarak, kuvvet antrenmanı ağrısız hareket etmemize yardımcı olabilir.

2 NUMARALI NEDEN: ÖZGÜVENİN ARTMASI VE SAĞLIKLI HEDEFLERE ULAŞMAK

Kötü beden imgesi hem genç hem de yaşlı kadınlarda yaygın bir sorundur. Kuvvet antrenmanının kadınların beden imgelerine ilişkin algılarını iyileştirdiği ve genel olarak özsaygı işaretlerini daha iyi seviyelere taşıdığı kanıtlanmıştır. Yürüyüş gibi diğer egzersiz modaliteleriyle karşılaştırıldığında da bu durum geçerlidir. (Seguin vd., 2013).

Kadınlar tartıdaki o rakamın düşüşünü izlerken genelde üzerlerinde baskı hissederler ve istedikleri sonucu elde etmek için sağlıklı işlemeyen beslenme planlarını seçebilir ve moda diyetleri takip edebilirler. Direnç antrenmanı programları, kadınların odaklarını kilo vermeden ziyade kuvvetlerini arttırmaya yöneltmelerine yardımcı olabilir.

Szabo ve Green (2002), bir direnç antrenmanı programına katılmanın, yeme bozuklukları olan kadınların karşılaştığı psikolojik sorunları iyileştirdiğini ortaya koymuştur. Sonuç olarak, kuvvet antrenmanı programları bizi diyet döngüsünden ve gerçekçi olmayan beden imgesi hedeflerinden kurtarabilir.

3 NUMARALI NEDEN: BAZAL METABOLİZMA HIZINDA ARTIŞ

Toplam günlük enerji harcamamızın (TDEE) çoğu, TDEE’nin %60 ila %70’inden sorumlu olan bazal metabolizma hızından (RMR) gelir. Bir kişinin yağsız vücut kütlesi (kas, kemik, bağ dokusu, vücut suyu) genel RMR ve genel metabolizma hızı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir çünkü kas metabolik olarak oldukça aktiftir. Bu, kendini sürdürmek için yağ dokusundan daha fazla enerjiye ihtiyaç duyduğu anlamına gelir (Summerfield, 2016).

Örneğin, Sarah ve Rachel, ikisi de 162,5 cm boyunda ve 63,5 kg ağırlığında ve de 30 yaşında. İlk bakışta, bu iki kadının aynı boy ve kiloda oldukları için aynı metabolizma hızına sahip olduklarını varsayabiliriz. Ancak, önemli bir fark var.

Rachel, haftada beş gün kuvvet antrenmanı yapan ve bu nedenle vücut yağ kütlesi toplam vücut ağırlığının %18’ine denk gelen amatör bir powerlifting sporcusu. Buna karşılık Sarah nispeten hareketsiz bir yaşam sürüyor ve vücut yağ kütlesi toplam vücut ağırlığının %35’i kadar. Rachel’ın toplam yağsız vücut kütlesi 52 kg iken Sarah’nın yağsız vücut kütlesi 41 kg’dır.

Rachel’ın bazal metabolizma hızı: 1.497 kcal/gün

Sarah’nın bazal metabolizma hızı: 1.263 kcal/gün

Bu örnek, kuvvet antrenmanı nedeniyle artan kas kütlesinin zamanla daha fazla yağ kaybına nasıl yol açtığını göstermektedir. Kuvvet antrenmanı eyleminin kendisi büyük miktarda enerji harcamayı sağlamaz, bunun yerine TDEE’nizi artırır ve bu da zamanla kişiyi daha zayıf bir fiziğe ulaştırır.

Rachel’ın bazal metabolizma hızı (RMR), Sarah’nınkinden önemli ölçüde daha yüksek çünkü yağsız vücut kütlesi nispeten yüksek. Sonuç olarak, daha yüksek kas kütlesine sahip olmak, sadece antrenman yaptığımız günlerde değil, her gün kalori yakımını artırır.

4 NUMARALI NEDEN: METABOLİK SENDROM (ÖHÖM… DİYABET VE KALP HASTALIĞI) RİSKİNİN AZALMASI

Şu anda, ABD’de tip 2 diabetes mellitus (DM) görülme sıklığı %8,6’dır. Bu, ABD’deki yetişkinlerin yaklaşık on ikisinden birinin şu anda tip 2 diyabetle yaşadığı anlamına gelir (Westcott, 2012). Aynı şekilde, kardiyovasküler hastalık (CVD) artık ABD’de kadınların bir numaralı katili.

DM’li bireylerde CVD insidansı çok daha yüksek olduğu ve daha sonra CVD tanısı alma olasılıkları çok daha yüksek olduğu için bu iki bozukluk birbiriyle bağlantılıdır (Garcia vd., 2016). Bu iki bozukluğun arkasında, vücuttaki metabolik işlev bozukluğu ve enflamasyon yatar. Kuvvet antrenmanı, insülin duyarlılığını, metabolik verimliliği önemli ölçüde iyileştirebilir ve vücuttaki enflamasyon işaretlerini azaltabilir.

Düzenli olarak kuvvet antrenmanı yapan bireylerde CVD riskinde %40 ila %70 oranında bir azalma görülebilir (Liu vd., 2019), ve kadınlarda DM riski %40 oranında düşüş gösterebilir (Shiroma vd., 2017). Sonuç olarak kuvvet antrenmanı, diyabet ve kalp hastalığı riskini önemli ölçüde azaltmaya yardımcı olur.

5 NUMARALI NEDEN: KEMİK MİNERAL YOĞUNLUĞUNUN İYİLEŞTİRİLMESİ VE KORUNMASI (MERHABA OSTEOPOROZ)

Osteoporoz, genellikle, etkilenen kişi bir kırık yaşayana kadar ortaya çıkmayan sessiz bir kemik kırılganlığı hastalığıdır. Her 3 kadından 1’inin hayatının bir noktasında osteoporozla ilişkili bir kırık yaşayacağını biliyor muydunuz? Osteoporoz, en yaygın kemik hastalığıdır ve dünya çapında yaşam beklentisindeki artışlarla birlikte daha da yaygın hale gelmiştir.

Bu bozukluk, etkilenen bireyi kırıklar açısından ve sonunda hareketsizlikle ilgili olarak daha büyük riske sokan, azalmış kemik kütlesi ve genel olarak zayıflamış kemiklerle karakterizedir. Kemik (kas ve yağ gibi) dinamik bir dokudur ve vücut onu sürekli olarak parçalayıp yeniler. Kemik birikme oranı (kemikte artış), bu dokunun güçlü ve sağlıklı kalması için kemik geri emilim oranının üstünde olmalıdır (Sozen vd., 2017).

Benzer şekilde, bu sürecin gerçekleşmesi için iskelete biraz stres (günlük aktivitelerin stresinden daha fazla) uygulanmalıdır. Direnç antrenmanı, kemik oluşumunu arttırmaya yardımcı olmak için kemik dokusunda doğru miktarda stres yaratmanın en iyi yoludur (Hong & Kim, 2018). Sonuç olarak, kuvvet antrenmanı güçlü ve sağlıklı kemiklere sahip olmamıza yardımcı olur.

KADINLARIN AĞIRLIK ÇALIŞMALARIYLA İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR
BİR KADIN HAFTADA KAÇ KEZ AĞIRLIK KALDIRMALIDIR?

Bu soru tamamen hedeflerinize, hareket paternlerinize ve antrenman fazınıza bağlıdır. Temel sağlığınızı korumak için antrenman sıklığına haftada iki seansta, ana kas gruplarını hedef alan 8-10 egzersizin 8-12 tekrarıyla ulaşabilirsiniz (Hurley vd., 2018). Ancak, iyi dengelenmiş bir kuvvet antrenmanı programı bir esneklik bileşeni (kuvvet ve foam roller) içerir ve her şeyden önce sahip olabileceğiniz herhangi bir hareket kompansasyonunu ele almalıdır.

NASM’in OPT™ Modeli, o aşamaya özel hedefle birlikte tanımlanan beş antrenman fazına sahiptir. Bu fazlar şunlardır: (1) stabilizasyon ve dayanıklılık gelişimi, (2) kuvvette dayanıklılık gelişimi, (3) kas gelişimi (hipertrofi), (4) maksimal kuvvet ve (5) güç gelişimi. Bu aşamalar kaç set, tekrar ve antrenman sıklığı olduğunu belirler. Kuvvet antrenmanına yeni başlayan kadınlar, 1. fazda uzun süre kalabilir.

Bazı kadınlar 2. fazdan öteye geçme isteği duymayabilir. Zamanla daha önemli kuvvet kazanımları elde etmek isteyen kadınlar, haftada 2 seans yerine belki 4 seans gibi daha fazla antrenman sıklığı gerektirebilecek 3. ve 4. fazlara ilerleyebilir. Kadın sporcular 5. fazdan büyük fayda görebilir ve daha yüksek bir antrenman sıklığına ihtiyaç duyabilir (Clark vd., 2014). Nitelikli bir NASM-CPT, hedeflerinize ulaşmanız için size uygun bir plan çıkaracaktır.

AĞIRLIK KALDIRARAK KİLO VERİLEBİLİR Mİ, YOKSA DAHA ÇOK KARDİYOYA MI ODAKLANMALIYIM?

Bir bireyin iskelet kası ne kadar fazlaysa, bazal metabolizma hızı da o kadar yüksek olur. Benzer şekilde, sağlıklı miktarda iskelet kasına sahip olmak insülin duyarlılığını da artırır. Bu faktörler, hedefiniz kilo vermekse zamanla daha fazla kilo kaybetmenize yardımcı olacaktır.

Rachel ve Sarah örneğimizi hatırlayın. İskelet kası metabolik olarak aktif bir dokudur ve TDEE’nize büyük katkıda bulunur. İskelet ve kalp kasları sağlıklı bir bireyde TDEE’nin yaklaşık %30’unu oluşturur (McPherron vd., 2013).

Gelgelelim kardiyo aynı zamanda herhangi bir kilo verme planının da önemli bir parçasıdır. Kilo kaybı, bir kalori açığı oluştuğunda veya daha doğrusu TDEE toplam günlük enerji alımını (TDEI) aştığında gerçekleşir. Kuvvet antrenmanı, seans başına kardiyo egzersizinden daha az kalori yakmanızı sağlayabilir ve bu nedenle TDEE’yi artırmak için kardiyo da gereklidir. Bunu finansal bir benzetme ile açalım.

Kardiyo, işinizden elde ettiğiniz günlük geliriniz olsun, kuvvet antrenmanı da borsadaki yatırımınız. Kardiyo, TDEE’nizi doğrudan artıracaktır, kuvvet antrenmanı ise iskelet kas kütlenizi arttıracak ve dolayısıyla RMR’ınızı artırarak TDEE’nizin de artmasını sağlayacaktır (Summerfield, 2016). Uzun lafın kısası; yağ kaybı hedefi olan çok yönlü bir egzersiz programı, hem kardiyoyu hem de kuvvet antrenmanını içerir.

KUVVET ANTRENMANI İLE ÇOK İRİLEŞİR MİYİM?

Kuvvet antrenmanı programına katılarak bir miktar kas hipertrofisi (yaşasın kazanımlar!) yaşamanıza rağmen, bunun büyük ve hacimli kaslarla sonuçlanmasının pek olası olmadığından emin olabilirsiniz.

Büyük ve hacimli kaslar, bazı kadınlar için bir rüya olsa da, bazılarında kuvvet antrenmanı programına başlama konusunda tedirginlik yaratabilir. Genellikle, kadınların kas lifleri daha küçük, tip II (hızlı kasılan) kas lifleri daha düşük konsantrasyonda ve serum testosteron seviyeleri (en etkili anabolik hormon) erkek emsallerinden çok daha düşük (yaklaşık sekizde bir ila onda bir) olma eğilimindedir.

Bu faktörler, benzer antrenman hacimleri altında bile olsalar, erkeklerde kadınlara kıyasla daha önemli kas hipertrofisine (büyümesine) izin verir (Miller vd., 1993). Ayrıca, çok fazla kas inşa etmenin, titiz beslenme uygulamasıyla birlikte çok sayıda hedefli yüksek hacimli kuvvet antrenmanı gerektirdiğini de belirtmekte fayda var.

Yani hem erkek hem de kadında bunu başarmak için çok fazla çaba ve özveri gerekiyor.

AĞIRLIK KALDIRIRKEN YARALANIR MIYIM?

Uygun şekilde tasarlandığında bir kuvvet antrenmanı programı yaralanma riskini en aza indirir ve yerinde düzeltici egzersizler uygulandığında tam tersine kas-iskelet sistemindeki ağrı sendromlarını iyileştirebilir (Clark vd., 2014).

Bazen fitness salonu ekipmanları korkutucu görünebilir. Bazı kadınlar, özellikle altta yatan bir kas-iskelet sistemi sorunu varsa (yani sırt, diz veya kalça ağrısı) ağırlık kaldırarak kendilerini yaralayabileceklerinden endişe duyarlar.

Sözün özü; kalifiye bir fitness profesyoneliyle çalışmak, hareket kompansasyonlarınızı değerlendirmenin, düzeltmenin ve güvenli ve uygun ağırlık kaldırma tekniklerini öğrenmenin en iyi yoludur.

50 YAŞ ÜSTÜ KADINLAR İÇİN AĞIRLIK KALDIRMA KONUSUNDA DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR

Birçok kadın menopoz sonrası döneme kadar kuvvet antrenmanı programlarına katılabilme kapasitesine sahiptir. Dolaşımdaki anabolik hormonların (östrojen ve testosteron) ve kas uydu hücrelerinin azalmasıyla kuvvet kazanımlarının elde edilmesinin daha zor olması mümkündür, bu da kas hipertrofisini nispeten zor hale getirir, ancak uygun şekilde planlanmış antrenman programları ve beslenme zamanlamasıyla bu yine de ulaşılabilir bir hedef olabilir (Sims, 2016).

Hayatının bu evresinde bir kadının (istediği müddetçe) aşırı yüksek kuvvet seviyelerine erişmesine engel olabilecek belirli bir şey yoktur. Ancak, bahsetmeye değer birkaç husus var.

Bu yaş aralığında CVD’den kaynaklanan komplikasyonların yaşanması daha muhtemeldir. Ayrıca, yüksek tansiyon, metabolik sendrom ve DM gibi durumların sıklığı, belirli egzersiz türlerini ve yoğunluğunu geçersiz kılabilir ve/veya bir egzersiz programına başlamadan önce bir doktordan tıbbi onay gerektirebilir.

Ayrıca, osteoporozun bu yaş grubundaki kadınlar için potansiyel bir risk olduğunu ve yüksek şiddetteki egzersizlerin, düşme riski taşıyabilecek egzersizlerin veya omuriliğe çok fazla baskı uygulayan egzersizlerin bu yaş grubundaki bazı kadınlarda kontrendike olabileceğini belirtmek gerekir (Mishra vd., 2011).

SON DÜŞÜNCELER

Düzenli ve uygun şekilde tasarlanmış bir kuvvet antrenmanı programı, yaşı ya da hayatının hangi evresinde olduğu fark etmeksizin her kadın için sağlıklı bir yaşam tarzının önemli bir parçasıdır.

Direnç antrenmanı öyle etkilidir ki kaslarımızı, kemiklerimizi, metabolik sistemlerimizi ve psikolojik refahımızı güçlendirme ve daha estetik fitness hedeflerimize ulaşmamıza en hızlı şekilde yardımcı olabilir.

REFERANSLAR

Clark, M. A., Lucett, S., & Sutton, B. (2014). NASM essentials of corrective exercise training. Burlington Jones & Bartlett.

Clark, M., Lucett, S. C., & Sutton, B. (2014). NASM essentials of personal fitness training. Burlington Jones & Bartlett Learning.

Corbett, D. B., Simon, C. B., Manini, T. M., George, S. Z., Riley, J. L., & Fillingim, R. B. (2019). Movement-evoked pain. PAIN, 160(4), 757–761. https://doi.org/10.1097/j.pain.000000000000143

Davis, M. A., Onega, T., Weeks, W. B., & Lurie, J. D. (2012). Where the United States spends its spine dollars. Spine, 37(19), 1693–1701. https://doi.org/10.1097/brs.0b013e3182541f45

Garcia, M., Mulvagh, S. L., Bairey Merz, C. N., Buring, J. E., & Manson, J. E. (2016). Cardiovascular disease in women. Circulation Research, 118(8), 1273–1293. https://doi.org/10.1161/circresaha.116.307547

Hong, A. R., & Kim, S. W. (2018). Effects of resistance exercise on bone health. Endocrinology and Metabolism, 33(4), 435. https://doi.org/10.3803/enm.2018.33.4.435

Hurley, K. S., Flippin, K. J., Blom, L. C., Bolin, J. E., Hoover, D. L., & Judge, L. W. (2018). Practices, perceived benefits, and barriers to resistance training among women enrolled in college. International Journal of Exercise Science, 11(5), 226–238. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5955292/#:~:text=The%20American%20College%20of%20Sports

Liu, Y., Lee, D.-C., Li Y., Zhu, W., Zhang, R., Sui, X., Lavie, C. J., & Blair, S. N. (2019). Associations of resistance exercise with cardiovascular disease morbidity and mortality. Medicine & Science in Sports & Exercise, 51(3), 499–508. https://doi.org/10.1249/mss.0000000000001822

McPherron, A. C., Guo, T., Bond, N. D., & Gavrilova, O. (2013). Increasing muscle mass to improve metabolism. Adipocyte, 2(2), 92–98. https://doi.org/10.4161/adip.22500

Miller, A. E. J., MacDougall, J. D., Tarnopolsky, M. A., & Sale, D. G. (1993). Gender differences in strength and muscle fiber characteristics. European Journal of Applied Physiology and Occupational Physiology, 66(3), 254–262. https://doi.org/10.1007/bf00235103

Mishra, N., Devanshi, & Mishra, V. (2011). Exercise beyond menopause: Dos and don′ts. Journal of Mid-Life Health, 2(2), 51. https://doi.org/10.4103/0976-7800.92524

Rodrigues, E. V., Gomes, A. R. S., Tanhoffer, A. I. P., & Leite, N. (2014). Effects of exercise on pain of musculoskeletal disorders: A systematic review. Acta Ortopédica Brasileira, 22(6), 334–338. https://doi.org/10.1590/1413-78522014220601004

Rohloff, A. (2013). Women and weight training. In St. John Fisher College. https://fisherpub.sjfc.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1072&context=sport_undergrad

Seguin, R. A., Eldridge, G., Lynch, W., & Paul, L. C. (2013). Strength training improves body image and physical activity behaviors among midlife and older rural women. Journal of Extension, 51(4). https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4354895/

Shiroma, E. J., Cook, N. R., Manson J. E., Moorthy, M., Buring J. E., Rimm, E. B., & Lee, I-min. (2017). Strength Training and the Risk of Type 2 Diabetes and Cardiovascular Disease. Medicine & Science in Sports & Exercise, 49(1), 40–46. https://doi.org/10.1249/mss.0000000000001063

Sims, S. T. (2016). Roar: how to match your food and fitness to your female physiology for optimum performance, great health, and a strong, lean body for life. Rodale.

Sozen, T., Ozisik, L., & Calik Basaran, N. (2017). An overview and management of osteoporosis. European Journal of Rheumatology, 4(1), 46–56. https://doi.org/10.5152/eurjrheum.2016.048

Summerfield, L. (2016). Nutrition, exercise, and behavior : an integrated approach to weight management. Wadsworth Cengage Learning.

Szabo, C. P., & Green, K. (2002). Hospitalized anorexics and resistance training: Impact on body composition and psychological well-being. A preliminary study. Eating and Weight Disorders: EWD, 7(4), 293–297. https://doi.org/10.1007/BF03324975

Westcott, W. L. (2012). Resistance training is medicine: Effects of strength training on health. Current Sports Medicine Reports, 11(4), 209–216. https://doi.org/10.1249/JSR.0b013e31825dabb8

NICOLE GOLDEN

Nicole Golden, 2014 yılında öğretmenlik mesleğini bırakıp fitness’a yönelerek sağlık ve fitness profesyoneli olarak tam zamanlı kariyer yolculuğuna başladı. Spor Beslenmesi’nde uzmanlaşarak Uygulamalı Egzersiz Bilimi alanında Concordia Üniversitesi Chicago’dan Yüksek Lisans diplomasını aldı. NASM Master Trainer, CES, FNS, BCS, CSCS (NSCA) ve AFAA sertifikalı grup fitness eğitmenidir. Nicole, Uluslararası Spor Beslenmesi Derneği’nden sertifikalı bir spor beslenme uzmanıdır (CISSN). Düzeltici egzersiz, beslenme koçluğu ve özel popülasyonlar için antrenman konusunda hizmet veren FWF Wellness’ın sahibidir. Kadın sporcular, kanserden kurtulanlar, tıbbi komorbiditeleri olan yaşlı yetişkinler ve bariatrik cerrahi geçirmiş bireyler dahil olmak üzere çok çeşitli müşterilerle çalışma konusunda oldukça deneyimlidir. Ayrıca, madde kullanımına bağlı bozukluklarından kurtulma konusunda koçluk yapmaya özel bir ilgi duymaktadır.

Kaynak: https://blog.nasm.org/weight-lifting-for-women